7.6.10

Anladım: Düpedüz Saygısızlıkmış

İlk kayıtlarımdan birinde, bir Kolombiya deyişinden bahsetmiştim. Kahveyi koyu, tatlı ve sıcak içmekle ilgili. Böylece kahve mükemmel oluyordu.
Hadi canım! İnsan deneyerek öğreniyor, çok doğru. Deneyerek öğrendiğim ve ders çıkardığım son şey işe şudur: Sadece çok uykulu olduğun süreler dışında(yani uyanmaya gerçekten ihtiyacın varsa), kahveyi çok sert ve sıcak yapmanın bir anlamı yok. Anlamı olmamasını geçtim, bir çeşit saygısızlık olarak düşünmeye başladım bunu. Sanki bir şeyi, bir kimseyi, hedeflerimize ve arzularımıza ulaşmak için, gerçek amacının dışında kullanmak gibi. Zil zurna sarhoş olmak için, özenle, aylarca, alınteriyle  hazırlanan içkileri görgüzüz bir şekilde içmek; kastettiğim bunun gibi bir şey sanırım.  Sırf istediğini elde etmek için, kalp kırmak gibi. Emeğe saygısızlık. Bunların hiçbiri güzel şeyler değil. Güzel olduğunu düşünen varsa, kalbi olduğundan şüphe ederim.
Aslolan aşktır, mutluluktur. Bu yüzden kahveye iyi davranmalı, eğer iyi bir karşılık istiyorsak. Üstte bahsettiğim şekilde amacınıza ulaşmak için, kalbini kırarsanız kahvenin; sert, tatsız, çirkin bir şey olur; kendince tepkisini gösterir. Nazik davranacaksın. Kalbini yumuşatacaksın süt tozundan hafifçe serperek. Karıştırarak masaj yapacaksın aromasına. Klişedir, "iyilik yap, iyilik bul". Sen ona iyi davranırsan; o da seni leziz tadıyla mutlu edecektir. Somurtan, kızan bir surat görmeyi mi tercih edersiniz, yoksa gülümseyen, şen şakrak bir kimseyi mi? Kahvede de öyle. Hafif kremalı bir kahve açık kahverengidir, sert kahve ise aksine düz bir şekilde siyahtır. Tercih meselesi tabi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne düşünüyorsun?